23 Ağustos 2007 Perşembe

Güzel Memleketimin ''Argo''cu Vekilleri ve Kitapsız Komünistler


Sayın Başbakan Recep Tayyip Bey'in önderliğinde, Akp milletvekilleri tarafından son sürat devam ettiriliyor argo deyimler.En başından başlayalım.İlk önce çağdaş ve modern Türkiye'nin Başbakanı'nın kendi çiftçisine söylediği ''Ananı da al git'' cümlesi ile başladı herşey.Eee...Başbakan böyle söylerde diğerleri boş dururlar mı?İmam ile ilgili atasözünü söylemeye hiç gerek yok sanırım.Arkasından Recep Tayyip Bey'in üçüncü (bir hafta sonra ikinci olacak) adamı çıktı sahneye.O ne yaptı 70 lik dedeyi azarladı.Biter mi bu rezillikler, bitmezzzzz....Sonra arkasından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Melih Gökçek çıktı.Koskoca Türkiye'nin koskoca Başkentini 10 gün susuz bıraktı, Ankaralıların ve tüm halkımızın en zayıf noktası olan dini tekrar kullanarak kendi ayıbını örtmek için 21. yüzyılda yağmur duasına çıkardı, bunu uygun görmeyen bazı realist vatandaşlarımızın karşı çıkması karşısında onları ateist olarak değerlendirdi.Hedef gösterdi.Veeee....Olayların baş kahramanı unutturur mu hiç kendini?Huzurlarınızda tekrardan Recep Tayyip Bey.Bu sefer Sn. Uğur Dündar'ın hazırlayıp sunduğu Arena programında çeteleri anlatırken ''Yargının içine sıçmışlar'' dedi.(Kusurabakmayın, o kelimeyi bilerek yazdım, bizi yönetenlerin rezilliklerini sansürlemek istemedim).Oyunumuz bitti sanmayın.Bu sefer sahneye sanırım yeni bir milletvekili olan ''Cemal Öztaylan'' bey çıktılar.Eşinin türbanıyla ilgili sorulan bir soruya ''Sanane lan'' repliğiyle sahnede kendileri.Evet.O soruyu bende tasvip etmiyorum ama bu, bir vekilin böyle bir uslüpla cevap vermesi gerektiği anlamına da gelmez.Ama Cemal Öztaylan bununla yetinir mi?Cevap: Yetinmez.Çünkü sayın başbakınına yetişmek için daha 40 fırın yemek yemesi gerekmekte, ayrıca birilerine daha sataşmak zorunda.Konuşmasına aynen şöyle devam ediyor kendileri ''Bu ülkede Atatürkçü olan biziz. Bu ülkede vatanını, devletini, dinini seven biziz. Atatürk'ün kalkanı arkasına şey yapıp komünistlerden de değiliz, kitapsızlardan da değiliz. Laik olmayan laik görünümlü, çağdaş olup da çağdaş olmayan insanlardan da değiliz. Bu memleleketin aslı da biziz.(Milliyet Gazetesi).'' Böyleymiş arkadaşlar.22 Temmuz'dan sonra herkesin başbakanı, cumhurbaşkanı, vekili olmayacak mıydı bunlar?Şimdi kalkıp komünistlere laf atıyorlar,kitapsız diyorlar.Evet sn Cemal bey, komünistim, ayrıca kitapsızımda ne olacak şimdi?Beni ve benim gibi düşünen milyonlarca insanı vatandaşlıktan atmaya mı çalışacaksınız yoksa?Ama isteseniz de yapamazsınız.Sizin gözünüzde komünistler,kitapsızlar öcü olarak değerlendirilebilir ama onların hepsi bu ülkeyi de, bu coğrafyayıda, bu halkları da sizlerden daha çok seviyorlar.Hadi bakalım hem bize hakaret edin hem de ülkemizden kovmaya çalışın, başarabilecek misiniz, bir görelim?

15 Ağustos 2007 Çarşamba

Dikkat Gerek!

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kalırken, ilk seçim dönemi ile ilgili benzer kareler yine yer almakta. Chp her zamanki gibi muhalefetliğini yaparak seçim turlarında meclise girmeme kararı aldı. Hatta bu sefer işi biraz daha abartıp, Abdullah Gül' ün seçilmesi durumunda cumhuriyet resepsiyonlarına ve dış gezilere katılmayacağını açıkladı. Bu şekilde tavrını kendince ortaya koymuş oldu.

Ancak ortada çok büyük bir yanlış vardır. Adını cumhuriyetten alan bir partinin hem cumhuriyet resepsiyonlarına katılmaması hem de dış gezilerde yer almaması yenilgiyi tamamen kabullenmesi anlamına gelmektedir. Özellikle dış gezilerde Türkiye Cumhuriyet' ini temsil edeceklerin arasında cumhuriyetçi bir partinin yer alması kadar önemli ne olabilir? Birilerine tepki göstermek adına Türkiye Cumhuriyeti' ni cumhuriyetçiler adına sahipsiz bırakmak anlamına gelmez mi bu? Evet, daha önceden Türkiye Cumhuriyeti' ni kötüleyen bir cumhurbaşkanı - cumhurbaşkanı diyorum çünkü çok büyük bir süpriz olmazsa seçimler sorunsuz geçecektir.- ile aynı resepsiyonda aynı gezide yer almak iyi bişey değil ancak ortalığı da tamamen onlara bırakmak olmaz! Bu sayede dışarıya da cumhuriyet yanlılarının varlığını göstermek işten bile değildir.

8 Ağustos 2007 Çarşamba

Oda Derdi

Seçimler bitti, mecliste yeminler edildi ve yeni yasama dönemi başladı. Partiler yeni yeni meclise yerleşmeye başladı. Ancak bu konuda da anlaşmazlık çıkmışa benziyor. CHP ile DTP mecliste oda krızi çıkarmış. Bunun ana sebebi olarak da meclisteki parti sayısının 7 ye yükselmesi gösteriliyor.

Daha en başından bu tarz bir sorunun yaşandığını düşünürsek, yeni dönemde bizleri bekleyen sorunların ne çapta olacağını tahmin etmek zor değil. CHP vekilleri geçen dönemde oturduğu odalarda çıkmak istemediği için, DTPliler de kendilerine gösterilen odaları beğenmediği için yönetim oturma planlamasını yapamamakta. Bu tarz bir soruna bu kadar zaman harcanırken, hali hazırdaki memleket sorunlarına ne zaman sıra geleceği düşündürüyor insanı.


Haber Kaynağı: http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=268474

1 Ağustos 2007 Çarşamba

CHP Ne Kadar Sol...


22 Temmuz'dan sonra tartışılacak en önemli konu olsa gerek.Ben Deniz Baykal'ın saltanat kurduğu Chp'nin bir sol parti olduğuna inamıyorum.Çünkü hiç bir sol parti(sosyal demokrat olarak değerlendiriyorlar kendilerini) halktan bu kadar uzaklaşmaz, uzaklaşamaz.Bu solun politikasına aykırı olan birşey.Düşünebiliyor musunuz bir parti halkına inmeyecek, ülkesinde yaşayan ve ülkenin vatandaşı olan diğer halkları tanımayacak, ülkesindeki sosyalistlerle görüşmeyecek ve kendine sol parti diyecek.Chp bir kere kendi içerisinde demokratikleşemedi.Parti içerisinde ki muhalifleri partiden ihraç etmeye çalıştı ki bazılarında başarılı olduda.Partideki gerçek solcuları gönderip,Sağın simgesel isimlerini partiye katarak ve onları aday göstererek ne kadar ''sol'' olduğunu göstermiş oldu zaten.Bence düşünülmesi gereken en önemli konu Chp doğudan neden oy çıkartamadı?Bu iyice düşünülmelidir.


Ayrıca değinmek istediğim diğer bir konuysa bağımsız adayların Chp'nin oylarını böldüğüne katılmayaşımdır.Çünkü bağımsız adayların seçmenleri, bağımsız aday projesi olmasa bile, oylarını zaten Chp'ye vermezlerdi.Çünkü Chp ve bağımsız adaylar gerçekten zıt görüşlerdedir.Örneğin bağımsız adaylar Halkların Kardeşliğinden bahsederken Chp bu cümleyi ağzına bile almıyor.Bu sadece bir örnek, bunun gibi bir kaç örnek daha sıralanabilir.Ufuk Uras'ın Parlemento'da, solcular adına, Chp'den daha fazla iş yapacağından ben eminim.Hem de tek başına yapacak bunu.Keşke Baskın Oran'da girseydi o zaman daha büyük işlerin başarılacağından hiç kuşku duymazdım.



70'lik çiftçiye Arınç'tan azar