16 Eylül 2007 Pazar

Faşizm Olmuş mu Diz Boyu?


Evet.Faşizm gerçekten diz boyu olmuş.

Alışmıştık bizler bu ülkede fikirleri, düşünceleri yüzünden gazetecilerin, aydınların, ozanların, öğrencierin öldürüldüğüne, yakıldığına.Ama alışmamıştık bizler bu ülkede fikirleri, düşünceleri yüzünden öldürülen gazetecilerin, aydınların, ozanların, öğrencilerin katillerinin şarkılarla, türkülerle övüldüğüne.

Bu gün bir kaç arkadaşım İsmail Türüt denilen,ismini bile söylemeye utandığım kişinin son şarkısından bahsettiler.Çok merak ettim ve bir video paylaşım sitesinde dinledim.O anki durumumu tek cümleyle özetleyebilirim: Beynimden vuruldum...

Böyle bir şey olamazdı.Ülkemizde pek çok kişi tarafından dinlenen bir kişi böyle bir şarkı nasıl okur diye düşündüm.Şarkı milliyetçilik değil tamamen faşizm yanlısı sözlerle dolu (ben milliyetçiliğe tamamen karşı biri olarak, özellikle milliyetçilik demek istemiorum çünkü gerçek milliyetçilere bu haksızlığı yapamam).Evet bu tam bir faşizm.

Şarkının içeriği, Ermeni bir vatandaşımız ve gazetecimiz olan ve geçen Ocak ayında hain bir saldırı sonucu öldürülen Hrant Dink'in katillerini ve cinayeti öven sözlerle dolu.

Şu an bu yazıyı yazarken bile kendi kendime soruyorum bir kişi nasıl olurda bir katili, bir cinayeti över?Ama sanırım çok şaşırmamak lazım buna.Ülkemizin emniyetini sağlayan bazı insanlar o katille fotoğraf çektirip kahraman ilan ederlerse bazı kendini bilmezlerde böyle şarkı yaparlar.

Yazık.Hem de çok yazık...Eğer şarkıyı sizler dinlerseniz demek istediklerimi daha iyi anlayabilirsiniz.

Umarım bir kaç hümanist evet sadece hümanist milletvekili çıkarda bu olay için gerekli şeyleri yaparlar.Bu faşizme artık dur deme zamanı.

6 Eylül 2007 Perşembe

6-7 Hüzün Eylülü

Bundan tam 52 sene önce bugün... Devlet-milliyetçi kesim işbirliği ile İstanbul ve İzmir de yürekler tutuşturuldu. 6 Eylül 1955 günü saat 13:00' te devlet radyosu Selanik' te Atatürk' ün evine bombalı saldırı yapıldığını duyurdu ve bu haber İstanbul Ekspres gazetesinin iki ayrı baskısı ile yayıldı. Ne olduysa bu haberlerin yayılmasından sonra oldu.. Çeşitli öğrenci birlikleri ve kendilerine Kıbrıs Türktür Cemiyeti adını veren bir topluluk Taksim Meydanı' nında bir miting düzenledi ve bu mitingin ardından bazı gruplar İstiklal Caddesi üzerinde bulunan gayrimüslimlere ait işyerlerini taşlamaya başladı. Daha sonrasında ise olaylar gitgide büyüdü ve hafızalardan kazınmayacak bir hüzün ortaya çıktı.

Saldırılar ile İlgili Bazı Bilgiler:

  • İstanbul' da Beyoğlu, Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı, Ortaköy, Eminönü, Fatih, Eyüp, Bakırköy, Yeşilköy, Arnavutköy, Bebek, Moda, Kadıköy, Kuzguncuk, Çengelköy ve Adalar bu şiddet ve utanç tablosunun ağrılarını çeken semtler oldu. Bu saldırılara aşağı yukarı 100 bin kişinin katıldığı tahmin edilmektedir. Saldırılar 20-30 kişilik gruplar halinde bu semtlere dağılmış insanlar tarafından gerçekleştirildi.
  • Olaylar başlamadan birkaç hafta önce saldırıların gerçekleştiği mahallerin muhtarlarından ev ve işyerlerinin adresleri istenmiştir. Rumlara, Ermenilere ait ev ve işyerlerine bu günlerde çeşitli işaretlerin konulduğu da daha sonradan ortaya çıkan bilgiler arasındadır. Kullanılan bazı işaretlendirme figürleri:

    1. GMR ( Gayrimüslim Rum)
    2. Türk değil
    3. Haç
    4. Türk

    Bütün bu işaretlendirmeler sonucunda zarar gören mülk sayısı ise bir hayli fazla. Toplamda zarar gören bina sayısı nüfus gruplarına göre bölündüğünde şu şekildedir:

    Ev İşyeri
    Rumlar 670 2500
    Ermeniler 150 1000
    Museviler 25 500
    Müslümanlar 40 400




  • Bütün bu olayların sonucunda yaralı sayısı 300-600 arası olarak verilmiştir ve bu sayının içinde saldırırken yaralanan saldırganların da olduğu belirtilmiştir. Ölü sayısının ise tam olarak bir kesinlik kazanamasa da 12-15 kişi arasında olduğunu ve hepsinin mağdur kesimden olduğunu söyleyebiliriz.

  • Olaylar sırasında ibadethanelere ve okullara da saldırılarda bulunulmuştur. Toplamda; 61 kilise, 2 manastır ve 36 okul tahrip edilmiştir.

  • İstanbul dışında İzmir ve Ankara' da da bu kışkırtmanın yankıları olmuştur. İzmir' de 14 ev, 6 işyeri, 1 pansiyon, 1 kilise, Yunan fuar pavyonu, Yunan konsolosluk binası ve İngiliz Kültür Enstitüsü' nün bulunduğu bina saldırıya uğramıştır. Toplamda 7 kişi ağır 50 kişi de hafif şekilde yaralanmıştır.

    Ankara da ise olayların yankıları sadece protestolara yansımıştır. 1000-4000 arası katılımcının olduğu sanılmaktadır.



52 Sene Sonra

Her ne kadar o günleri yaşamadıysam da, bu konu ile ilgili ilk bilgileri öğrendiğimde, CNN Türk kanalı için yapılan "Oradaydım" belgeseli sayesesinde, kendi kendime böyle bir hüznün olup olamayacağını sorgulamaya başladım. Öncelikle bir ülkenin başındakilerin böyle bir olayın gerçekleşmesindeki çabaları üzdü ve tabiki de olayların gerçekleştiği ilk gün hiçbir güvenlik gücünün müdahale etmemesi hüznün katsayısını arttırdı. Yüz yıllar boyu bu topraklarda yanyana yaşadığımız halklara yönelik bu biçimsiz ve bir o kadar da nefret dolu saldırı ülkemiz adına utanç vericidir. Burdan bizim söyleyebileceğimiz tek şey; bütün ayırım çalışmalarına inat, bütün halklar kardeştir!

Gerekli not: Yazı içinde yer alan rakamsal veriler ve bazı bilgiler Dilek Güven' in Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında 6-7 Eylül Olayları adlı kitabından alınmıştır.

70'lik çiftçiye Arınç'tan azar