Saldırılar ile İlgili Bazı Bilgiler:
- İstanbul' da Beyoğlu, Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı, Ortaköy, Eminönü, Fatih, Eyüp, Bakırköy, Yeşilköy, Arnavutköy, Bebek, Moda, Kadıköy, Kuzguncuk, Çengelköy ve Adalar bu şiddet ve utanç tablosunun ağrılarını çeken semtler oldu. Bu saldırılara aşağı yukarı 100 bin kişinin katıldığı tahmin edilmektedir. Saldırılar 20-30 kişilik gruplar halinde bu semtlere dağılmış insanlar tarafından gerçekleştirildi.
- Olaylar başlamadan birkaç hafta önce saldırıların gerçekleştiği mahallerin muhtarlarından ev ve işyerlerinin adresleri istenmiştir. Rumlara, Ermenilere ait ev ve işyerlerine bu günlerde çeşitli işaretlerin konulduğu da daha sonradan ortaya çıkan bilgiler arasındadır. Kullanılan bazı işaretlendirme figürleri:
- GMR ( Gayrimüslim Rum)
- Türk değil
- Haç
- Türk
Ev İşyeri
Rumlar 670 2500
Ermeniler 150 1000
Museviler 25 500
Müslümanlar 40 400
- Bütün bu olayların sonucunda yaralı sayısı 300-600 arası olarak verilmiştir ve bu sayının içinde saldırırken yaralanan saldırganların da olduğu belirtilmiştir. Ölü sayısının ise tam olarak bir kesinlik kazanamasa da 12-15 kişi arasında olduğunu ve hepsinin mağdur kesimden olduğunu söyleyebiliriz.
- Olaylar sırasında ibadethanelere ve okullara da saldırılarda bulunulmuştur. Toplamda; 61 kilise, 2 manastır ve 36 okul tahrip edilmiştir.
- İstanbul dışında İzmir ve Ankara' da da bu kışkırtmanın yankıları olmuştur. İzmir' de 14 ev, 6 işyeri, 1 pansiyon, 1 kilise, Yunan fuar pavyonu, Yunan konsolosluk binası ve İngiliz Kültür Enstitüsü' nün bulunduğu bina saldırıya uğramıştır. Toplamda 7 kişi ağır 50 kişi de hafif şekilde yaralanmıştır.
Ankara da ise olayların yankıları sadece protestolara yansımıştır. 1000-4000 arası katılımcının olduğu sanılmaktadır.
Her ne kadar o günleri yaşamadıysam da, bu konu ile ilgili ilk bilgileri öğrendiğimde, CNN Türk kanalı için yapılan "Oradaydım" belgeseli sayesesinde, kendi kendime böyle bir hüznün olup olamayacağını sorgulamaya başladım. Öncelikle bir ülkenin başındakilerin böyle bir olayın gerçekleşmesindeki çabaları üzdü ve tabiki de olayların gerçekleştiği ilk gün hiçbir güvenlik gücünün müdahale etmemesi hüznün katsayısını arttırdı. Yüz yıllar boyu bu topraklarda yanyana yaşadığımız halklara yönelik bu biçimsiz ve bir o kadar da nefret dolu saldırı ülkemiz adına utanç vericidir. Burdan bizim söyleyebileceğimiz tek şey; bütün ayırım çalışmalarına inat, bütün halklar kardeştir!
Gerekli not: Yazı içinde yer alan rakamsal veriler ve bazı bilgiler Dilek Güven' in Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında 6-7 Eylül Olayları adlı kitabından alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder